Her yıl eylül ayının üçüncü cumartesi günü gönüllü kemik iliği bağışçılarına teşekkür etmek amacıyla Dünya Kemik İliği Bağışçıları Günü olarak kutlanıyor. Bağışçılar, verdikleri üç tüp kanla kanserle mücadele eden bir hastaya yeni bir yaşam hediye edebiliyor. Türkiye'de lösemi, lenfoma, multipl miyelom gibi hematolojik kanserlerin tedavisi ve kemik iliği nakillerini gerçekleştiren en donanımlı merkezlerden biri de Bilkent Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanesi Hematoloji Kliniği'nde yer alıyor. Bu klinikte yürütülen tedavi ve nakiller sayesinde birçok hasta sağlığına kavuşma şansını yakalayabiliyor.
“ERKEK KARDEŞİMDEN NAKİL YAPILDI"
Hastanedeki kemik iliği nakliyle akut lösemiyi atlatan 25 yaşındaki matematik öğretmeni Ebru Koçak yaptığı açıklamada, 1,5 yıl önce okulda öğrencilerine ders anlatırken konuşmakta zorlandığını, bacaklarında şişliği fark etmesi üzerine doktora başvurduğunu anlattı. Lösemi tanısını Nisan 2022'de aldığını ve hızla tedaviye başlandığını belirten Koçak, duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Hastalığımı başlangıçta kabul edemedim. Saçlarımı kaybetmeye başlamamla durumumu kabul ettim ve tedavimle mücadeleye başladım. Kemik iliği nakli aşamasına geldiğimde önce bir bağışçı bulunmuştu ama sonrasında dokularının tam uymadığı saptandı. Çok üzülmüştüm. Son çare 17 yaşındaki kardeşimdi. Yaşı tam uymadığı için hocalarımız önce kardeşimden almak istemedi, bu süreçte 2-3 ay bekledim. Sonrasında ise kardeşimin durumu uygun bulununca kemik iliği nakli gerçekleşti. Ben hep o nakil gününü beklemiştim, çok şükür oldu hatta geçen yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde nakil yapıldı. İyileşme sürecini de atlattım ve şu an hayatıma kaldığım yerden devam ediyorum. Öğrencilerimi çok özledim, onlara en kısa sürede geri dönebilmeyi umut ediyorum."
HER BİREY KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI OLABİLİR
Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılay iş birliğinde başlatılan TÜRKÖK projesinin çok önemli olduğuna işaret eden Özet, "18-50 yaş arasındaki sağlıklı her birey Türk Kızılaya başvurarak gönüllü kök hücre bağışçısı olabilir. Bağışçılardan ilk etapta sadece üç tüp kan alınıyor ve kanında incelenen doku grupları bilgi bankasında saklanıyor. Bu dokularla nakil bekleyen hastaların durumları TÜRKÖK üzerinde karşılaştırılıyor ve bir hastayla uyuştuğu düşünülen verici bulunması durumunda Türk Kızılay aracılığıyla bağışçıya ulaşılıyor" dedi. Prof. Dr. Özet, bağışçının kabul etmesi durumunda merkezlerde detaylı tetkiklerin yapıldığını, doku grubu tam uyarsa 5 günlük aşılamanın ardından aferez cihazıyla kök hücrelerin toplandığını aktararak, "Bağışçı olmak hiç zor değil, kişiye vereceği hiçbir zarar yok. Kök hücreleri kendilerini kısa zamanda yenilediği için bağış yaptığında azalmıyor." diye konuştu. Kök hücre bağışı konusunda toplumsal farkındalığın artması gerektiğinin altını çizen Özet, "Sadece üç tüp kanla verici adayı olmak, sonrasında eğer uyumlu hasta bulunursa bir yaşamı kurtarmak çok kıymetli. Vericiler açısından baktığınızda da bir başkasının hayatını kurtarmak herkese nasip olacak bir şey değil, onlar için de çok büyük bir mutluluk." ifadesini kullandı. Özet, bazı verici adaylarının tam nakil aşamasında kök hücre bağışından vazgeçtiğine de değinerek, bunun hastalar için büyük bir zaman kaybı ve umutsuzluğa yol açtığını, bu nedenle bağışçıların gerçekten bağışçı olma kararını vererek hareket etmesi gerektiğini vurguladı.