“…Geçen sezon da izledim ve şunu gördüm. Kurumsal değil de bireysel olarak başarıların peşinde koşulduğunu gördüm. O şekilde başarı edinmek imkânsız, sonuçta finalde kaybettik. Sonrasında, Başkan Resul Tat ile istişarede bulunduk. Yönetimin görev dağılımı oryantasyonunu yapıp bölümlere ayırıp, bu şekilde çalışılması gerektiği konusunda anlaştık.
KURUMSAL ALTYAPIDA İLERLEDİK
Yeni yönetimde her birimin sorumlusu var ve birbirimizi takip ediyoruz. Başarısızlıklar tabi ki oluyor. Bunları olumlu eleştiriler ile daha tatlı noktasına getiriyoruz. Transferde de bu prensiple hareket ettik. Kulüp şu anda kurumsal altyapı noktasında ilerlemeler kat etti. Bu işin (şampiyonluk hedefinin) birinci aşamasıydı.”
Bölgesel Amatör Lig 2’nci Grup’ta geçen sezon ıskaladığı şampiyonluğu bu sezon edinmek isteyen Gebzespor Başkanvekili Şaban Yılmaz, sezon öncesi Gazeteci Aktan Uslu’ya verdiği demeçte yukarıdaki sözleri sarf etmiş, kurumsallaşmaya işaret etmişti.
EVİNİ DE GEBZE’YE TAŞIDI
GEBZESPOR’DA YÖNETİCİ
Şaban Yılmaz’a bu sefer Dilovası KOBİ OSB’deki fabrikasında konuk olduk. Gebze Bölgesi’nde alışagelmiş sanayicilerin dışında Gebze ve Dilovası’na fabrikasını getirmekle yetinmeyip ailesiyle birlikte yerleşen, Gebze’nin yegane ortak değerlerinden Gebzespor’a da kayıtsız kalmayan ve yönetiminde görev üstlenen Şaban Yılmaz, önümüzdeki yerel seçimde hiçbir partiden hiçbir yere aday adayı veya aday değil. Ancak hem Gebze sakini bir yurttaş, hem Dilovası sakini bir sanayici/yurttaş kimliğiyle seçmen. Biz kendisine, sanayici Şaban Yılmaz’a belediyelerden beklentisini de, sorduk: “Yerel yönetimlerin önceliği, gençler olmalı. Avrupa’nın veya dünya ülkelerinin her tür rekabette bizden en büyük kaygıları, genç nüfusumuz. Ama onları ne kadar değerlendiriyor, ne kadar eğitiyoruz.
SPORA, KÜLTÜR SANATA
NİTELİKLİ KADROLARLA…
Gençlerimiz her geçen gün daha da tembelleşiyor. Alkol bir tarafa, yabancı maddelerin kullanım alışkanlığı giderek yayılıyor. Yerel yönetimler gençleri spora teşvik eder, bunun için gerekli ne kadar altyapı/üstyapı desteği varsa sağlar. Her genç spora ilgi duymak durumunda değil. Kültür sanatın her dalında, gençlerin üretken olabileceği kurslar düzenler. Spor okullarına spor akademisinden, kültür sanat oluşumlarının başına güzel sanatlar fakültelerinden mezun, işinin akademik deneyimine sahip kişileri eğitici olarak istihdam eder. Belediyeler, tanıtımlarını bu konularda yaygınlaştırmalı. Davetkar ve cezbedici olmalı.
MANCARLI PİDE…
Yemek kültürümüz de gözardı edilmemeli. Ağırlığı bu bölgenin lezzetlerine, örneğin mancarlı pideye yönelterek gastronomi eğitimi de verilebilir. Kaldı ki duyurusu yapıldığında özellikle genç kızlardan, kadınlardan önemli bir ilgi göreceğini öngörüyorum. Belediyeler bu tür yapılanmalara geçmeden önce nitelikli bir kamuoyu araştırması ile gençlerin taleplerinin ne olduğunu öğrenip ona göre yatırıma da yönelebilir. Kaldı ki en doğru yöntemdir.
GÖSTERMELİK DEĞİL NİTELİKLİ
YABANCI DİL EĞİTİMİ VERİLMELİ
Ben veya benim gibiler, mesleğimizin alaylısıyız. Ancak dünya o kadar hızlı gelişiyor ki, eğitimi ve çoklu niteliği ön planda tutuyor. Eleman arama ilanlarına alıcı gözle baktığınızda, bir kişide aranan nitelikleri incelediğinizde en az bir yabancı dil, kaçınılmaz. Belediyeler göstermelik değil, ciddi ve nitelikli yabancı dil eğitimine yönelmelidir.
HİJYEN VE İSG, ÖNEMLİ
Bir anne çocuğunu getirdiğinde devlet kadar güvenmeli belediyeye, kaldı ki belediyelerde yönetenler siyasetle seçilse dahi, devlet kurumudur. O güveni belediye vermeli, bunun altyapısını hazırlamalı. Çocuğun duşuna, soyunma odasına kadar güvenliğini eksiksiz sağlamalı. Hatta eğitimini alacağı sahaya, spor salonuna çocuk evinde nasıl yaşıyorsa orada da öyle ortam ve imkanlar sunmalı. Hijyene, iş sağlığı ve güvenliğine anne hassasiyeti ile inip çocuğun anne babasına güveni vermeli. Bence bunu yapabilen belediyeler ve başkanları başarılıdır. Aksi halde ne kadar devasa betonarme projeleri nasıl yaparsa yapsın, en mükemmelini yapsın, bence şovdan ibaret kalır. Gençliğe hizmet etmeyen belediye vergimin karşılığını bana hizmet olarak vermemiş belediyedir.”
İŞİ BÜYÜKŞEHİR’E YÜKLEDİLER, İDARE EDİYORLAR..
İlçe belediyeleri de
iş garantili kurs açabilir
Sanayinin en önemli ihtiyaçlarından birinin, nitelikli eleman olduğunu biliyoruz. Sizce, belediyeler de sorunun muhatabı olmalı mı?
Sadece biz değil sanayinin, ara eleman diye tanımlanan nitelikli elemana çok ihtiyacı var. Bu nitelikte kişilerin yetiştiği meslek yüksekokulları bence yeteri kadar yaygın olmamakla birlikte liseyi bitirip eğitimini sürdürmek isteyen gençlerin tercihleri arasında yer almıyor veya alamıyor. Meslek yüksekokulları olan üniversitelerin kamusal sitelerinde dahi, yeterince öne çıkartılıp lanse edilmiyorlar.
Sanayi yoğun bölgemizde sanayinin bu ihtiyacını yerel yönetimler giderebilir ve gidermelidir. Böylesi bir çalışma, belediyenin hizmet ettiği ilçede istihdamın önünü açar, işsizliğin önüne geçer. Belediyeler bu eğitimi ama akademi çevrelerinden akademisyen desteği, ama sanayi kesiminin duayen diye tanımlanan sanayicilerinden, usta başlarından destekle verebilir. Belediyelerin mesleki eğitime yönelik kursları yok değil ama yeterli olduğu söylenemez. En kayda değer çalışmaları –yeterli yetersiz- Büyükşehir sürdürüyor, ilçe belediyeleri de Büyükşehir’in adeta sırtından, durumu idare ediyor. Bence bu konuda çok daha aktif, üretken olabilirler.
İŞKUR’a işverenler tarafından yapılan başvuruları, OSB müdürlüklerinden verileri edinip hangi iş kolunda, hangi nitelikte işçiye, ustaya ihtiyaç olduğunu öğrenip, düzgün bir eğitim politikasıyla, işin neredeyse garanti olduğu kurslara pekala yönelebilirler.”
SÖZÜN ÖZÜ
Dünyayla rekabet için İZAYDAŞ
daha ucuza bertaraf etmeli
Büyükşehir, sanayiye bertaraf hizmetini, İZAYDAŞ üzerinden veriyor daha doğrusu, satıyor. Memnun musunuz?
Biz atıklarımızın bertarafına dair çevresel hizmeti, KBB iştiraki İZAYDAŞ’tan alıyoruz. Ancak maliyetleri çok yüksek oluyor. Makine yağları, boru yağları gibi atıklarımız var. Geri dönüşümde de değerlendirilemeyecek atıklar. Belediye bu hizmete ticari değil sosyal mantıkla bakmalı. Dünya ile rekabette en nitelikliyi, en makul fiyata üretmek zorundayız. İZAYDAŞ, atık bertaraf hizmetinde fiyatı güncellemeli ve makul seviyeye çekmeli.
SURİYELİLER’İN NİTELİKLERİ KALMALI
TIR şoförleri giderse
Türk TIR şoförümüz yok
Çok tartışılıyor, fabrikalarımızda da çalıştıkları için sanayiyi de ilgilendiren bir konu. Çoğunlukta oldukları için Suriyeliler şahsında, mülteciler?
Osmanlı’dan günümüze, ensar ülke olmak güzel. Ensar, Arapça’da ‘yardımcılar’ anlamını taşır. Hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesi seven, herkese yardım eden demektir. Dinimizde de yeri vardır.
Sadece Suriye’de değil dünyanın her yerinde, özellikle Ortadoğu’da mültecilerin yaşadıkları dramlar vardır. İnsan tacirlerinin eline düştükten sonra kırık dökük teknelerde ülkemiz karasularında boğulduklarına da tanık olduk. Bodrum’da Suriyeli Aylan bebeğin sahile vuran cesedi, ‘İnsanım’ diyenin yüreğini burktu.
MİSAFİR OLDUKLARININ
FARKINDA DEĞİLLER
Öte yandan günümüzde gelinen noktada ise iyi niyeti suiistimal görüyoruz. Hepsi için değil ama önemli çoğunluğu, misafir olduklarının farkında veya umurunda değil. Kültürümüze uyum sağlamaları gerekirken kendi kültürlerini dayatmaya çalışıyorlar.
Milli bayramlarda veya başka gerekçelerle gidip gelebiliyorlar, demek ki dönmeye niyetleri yok.
Öte yandan nitelik oranları düşük. Yüksek olanları da biz tutamıyoruz. Örneğin TIR şoförleri. Ülke olarak boşluğumuzu dolduruyorlar. Ancak ehliyetlerinin arkasında hiç olmaması gereken bir mühürden ötürü, lojistik sektörü işlerine son verebilir. Ve Avrupa onları havada kapar, çünkü Avrupa’nın da TIR şoförüne ihtiyacı var.
Bizim insanımızın beğenmediği birçok üretim sahasında varlar. Önemli boşluğu dolduruyorlar. Günümüz itibariyle nitelik sahibi olanları kesinlikle barındıralım. Ötekilerini, Suriye ve Ortadoğu’da barışın sağlanmasının ardından gönderelim.”
KİMDİR?
1963 yılında Sinop’ta dünyaya geldi. İlkokulu Sinop’ta bitirdi. 1970’de ailesiyle İstanbul’un Bağcılar İlçesi’ne bağlı Güneşli Mahallesi’ne göç etti. 2005’te Başakşehir İlçesi’ne taşındı. 2009’da fabrikasını Dilovası’na, evini Gebze’ye taşıdı. Bugünkü fabrikasının temelini 1988’de, Güneşli’deki evlerinin altında, Yılmaz Torna adıyla atölye olarak attı. İlerleyen yıllarda İkitelli OSB’ye geçti. Büyümeyi sürdürüp Gebze’ye geldi. 10 yıl Hasköy Sanayi Sitesi’nde üretti ve Dilovası KOBİ OSB’de bugünkü fabrikasını kurdu. Halen Dilovası, Köseler Mahallesi’nde Kocaeli KOBİ OSB, 25’nci Sokak’taki yerinde faaliyet gösteren Yılmaz Makina İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kurucusu, sahibi. https://yilmazmakina.com.tr/ Firma; dikey paketleme, ürün dozajlama, ağırlık kontrol, paket dizme, sıvı dolum, kapak sıkma, şişe paletleme, hat sonu paketleme, komple hat çözümleri makineleri üretip dünyanın 21 ülkesine ihraç ediyor. Gebzespor Başkanvekili. Evli. İki çocuk babası. Dört torun sahibi.